Bu Sitede Ara

14 Temmuz 2020 Salı

İskender'in Seferleri

(Bu yazımız; "Türkler" adlı konu başlığı dışında yazılmış ve öğrenilmesi gereken bir hükümdar adına yazılmıştır.)




Chaeronea Savaşı (MÖ 338): Büyük İskender’in 18 yaşındayken katıldığı ilk savaştır. Babası II. Filip ile birlikte Atina Ordusunu günümüz Livadya bölgesinde yendi. Bu savaş ile birlikte II. Filip, Sparta hariç tüm Güney Yunanistan’ı ele geçirdi.(1)

 

Haemus Dağı Savaşı (MÖ 335): Getae Kabilelerinin Tuna Nehri’ni geçip Trakya’ya saldırmaları üzerine Büyük İskender, Trakya’ya ilerler ve Getae Ordusunu Koca Balkan Dağları’nın eteklerinde yakalar. Bu savaşta Büyük İskender galip gelir ve Tuna’nın Kuzeyine akıncı birliği yollar.(2)(3)

 

Pelion Savaşı (MÖ 335): İliryalı birkaç krallık, Makedon Şehirlerine saldırmasıyla birlikte Büyük İskender, İlirya Ordusuna karşı harekete geçer. Orduyu Pelion yakınlarında yakalar ve savaşa tutuşur. Bu savaştan da zafer alan Büyük İskender İlirya tehdidini ortadan kaldırmak için Pelium’a Hareket eder.(4)(5)

 

Pelium Kuşatması (MÖ 335): Büyük İskender, İlirya’dan gelen akınların üssü olan bu kaleyi almak ister ve kaleyi kuşatır. Falankslar’ın büyük bir düzen ve saldırısı ile kale düşer ve İskender İlirya Krallıklarını vergiye bağlar.(6)(7)

 

Teb Savaşı (MÖ 335): Teb Şehrinde çıkan isyanlar tüm Yunan adasını kavurmuşa benziyordu. Hatta bu İsyanlar İskender’i Balkan seferinde zora düşürmüştü. İskender tüm karışıklıkları ortadan kaldırıp biran önce Doğu’ya hareket etmek için bu isyanı bastırması gerekiyordu. Pella’dan hareket eden Büyük İskender, Teb (Atina’nın Kuzey Batısı) mevkiine geldi. Kaleyi kuşatan İskender, isyancıları zora soktu. Teb Komutanları kaledeki köleleri azat edip şehrin savunmasına katkı sağlaması için sur dışına yollasa da Büyük İskender kaleyi alır, tüm askerleri öldürür ve şehir halkını köle yapar.(8)

 

Granikos Savaşı (MÖ 334): Balkan Seferini tamamlayan Büyük İskender tüm Dünya’yı fethetmek ister. Yaklaşık bir senede tüm Balkanlar’a hükmeden İskender Çanakkale Boğazını geçer. Bu haberi alan Anadolu satrapları ise Truva yakınlarına toplanır. İskender’in ordusu ve satrapların ordusu Biga Çayı’nda karşılaşır. İsteksizce savaşan satraplar bu savaşta ağır bir yenilgi alır ve dağılır.(9)(10)

 

Milet Kuşatması (MÖ 334): Anadolu’dan gelen satrapların etkisiz hale geldiğini düşünen İskender, bu sefer Ege Kıyılarındaki şehirlere diz çöktürmek ister. Hem lojistik desteğin daha kolay sağlanması için hem de Ege şehirlerinin direnişini kırmak için kıyılardan gitmeye başvurur. Şehirler Büyük İskender’e karşı bir bir savaşmadan teslim olsa da Milet Kalesi savaşmaya hazırdı. Büyük İskender 160 gemisi ile kaleyi hem karadan hem de denizden kuşattı. Deniz saldırısına direnemeyen kale hızla düştü.(11)

 

Halikarnas Kuşatması (MÖ 334): Milet Kuşatmasından kaçan satraplar daha güçlü savunma yapmak için Halikarnas’a çekildiler. Büyük İskender bu olaydan sonra hızlıca Halikarnas’a ilerledi. Pers komutanları savunmayı sağlamlaştırmak isteseler de Büyük İskender’in hızla buraya geldiğini duyunca çok şaşırdılar ve sağlamlaştırma işlerini yarıda bıraktılar. Pers Komutanları, İskender’in yine denizden hücum edeceğini düşünerek tüm birlikleri deniz tarafına yönlendirdiler. Büyük İskender ise ufak bir çatışma ve casusluk faaliyetleri ile kaleyi, beklenmedik yerden yani karadan kale komutanlarından habersizce alır.(12)(13)

 

İssos Savaşı (MÖ 333): Ege kıyılarını bir bir alan İskender Granikos’ta yenilmiş ve satrapsız kalmış Anadolu’ya kolayca hâkim olur. III. Darius bu durumu haber alır ve İskender’i yakalayıp büyük bir yenilgiye uğratmak ister. Nur Dağlarına kadar gelen III. Darius orada kamp kurar. Büyük İskender ise onun orada olduğunu öğrenir ve III. Darius’un Fenike Kıyılarındaki denizciler ile işbirliği yapmaması için Parmenion’u Güney’e yollar. Ardından kendisi Belan Geçidine bir birlik bırakarak Güney’e ilerler. III. Darius, İskender’in Belan Geçidini tuttuğunu öğrenince oraya ilerledi ve orayı savunan tüm Makedon askerlerini öldürdü. İskender bunu duyduktan sonra hızlıca III. Darius’a doğru ilerler. İki ordu Pinarus Nehrinde karşılaşır ve savaşa tutuşur. Makedon sol kanadı ile Pers sağ kanadı ilk hücumu gerçekleştirir. Ardından İskender, emrinde bulunan sağ kanattaki süvarilerine hücum emri verir ve Pers sol kanadına saldırır. Pers ve Makedon orta bölüğü ise nehre ilerler ve suda çarpışır. Yunan Falanksları, Pers paralı askerlerinin düzeninin bozar. İskender ise atlı birliği ile piyade pers birliğini bozar. Büyük İskender, merkezdeki Pers birliğini sarmaya başlayınca III. Darius savaş alanından kaçar.(14)(15)(16)

 

Tyre Kuşatması (MÖ 332): Büyük İskender İssos zaferinin ardından tüm Fenike kıyılarını ve Mısır’ı fethetmek ister. Tyre şehri Fenike kıyılarındaki en büyük şehir olmakla birlikte karaya uzantısı olmadığı için alınması çok zordu. İskender bu şehrin önlerine gelince karadan şehre doğru denizi doldurarak kaleyi almak ister. Çünkü kendi donanması şehrin donanmasından daha zayıftı. Yunan askerleri denizi doldurarak ilerlese de bir müddet sonra deniz derinleşmeye başladı ve doldurma işlemi yavaşladı. Ayrıca birçok Tyre gemisi Yunan askerlerine saldırıp onları yıpratıyordu. İskender bu durumdan sonra büyük bir kule inşa ettirerek şehre saldırmayı denedi. Fakat büyük başarılar elde edemedi. Ardından denizden saldırıya geçer fakat denizde de pek üstünlük sağlayamaz. Tek seçenek kalmıştı. İyonya’dan gelecek yardım gemilerini bekleyip kaleyi erzaksız bırakmaktı. Tyre şehrine gelen Yunan gemileri İskender ile buluşur ve kaleye son bir hücum denemesi yaparlar. Kale İskender’in hücumuna dirense de bir müddet sonra düşer. İskender bu zorlayıcı kuşatmanın ardından tüm savaşçıları öldürdü ve kadın, çocuk demeden 2 bin kişiyi çarmıha gerdi.(17)(18)(19)  

 

Gazze Kuşatması (MÖ 332): Gazze, İskender’e karşı teslim olmayıp direnmeyi seçti. İskender ise ordusundaki mühendislere surların zayıf noktalarını hesaplatıp oraya çukurlar açılmasını söyledi. İskender muhtemelen Tyre’de kalan kuşatma aletlerinin gelmesini bekleyip şehri oyalamaya çalışıyordu. Kuşatma sırasında bir gece Yunan ordusu baskına uğradı ve İskender omzundan yaralandı. İskender baskını önledikten sonra omzunu sardı ve gemilerin gelmesini bekledi. Yunan yardım gemileri geldikten sonra Gazze Kalesi kolayca düştü ve kale yöneticisi öldürüldü.(20)(21)(22)

 

Gaugamela Savaşı (MÖ 331): III. Darius, İskender’in Mısır’a girebileceğini düşünememişti. Fakat İskender Mısır’da dinlendikten sonra Fırat Nehri’ne ilerleyince Darius son bir savaşa hazırlanır. III. Darius, Mısır’dan çıkıp Fenike limanlarına gelen İskender’in yakın olan Fırat üzerinden Babil’e geleceğini düşünerek orada beklemişti fakat İskender oradaki kalelerin güçlü konumda olmasından dolayı yolunu uzatarak Dicle’ye doğru gidecekti. Bunu haber alan III. Darius, Dicle’nin doğusuna doğru harekete geçti. Darius, Büyük İskender’i nehrin doğusuna geçmesini engellemek için Mazaeus adlı bir komutan ile atlı birlik yolladı fakat Mazeus, Makedon ordularını durduramadı ve geri çekildi. Eylül ortasında ise İskender nehrin doğu tarafına geçti. Doğudan ilerleyen Darius, Gaugamela köyünün yakınlarında geniş düzlüğe kamp kurdu ve hazırlıklara başladı. Darius ordunun ilerisindeki tepeyi koruması için bir keşif birliği yolladı fakat İskender’in ilerlediğini gören bu birlik geri çekildi. Darius tepede avantajı ele geçiren İskender’in savaşta ilk hamle yapması için beklemek zorunda idi. İskender burada geçici kamp kurdu ve gece komutanlarıyla yaklaşan savaşı görüşüyordu. İskender’in güvendiği bir komutanı olan Parmenion gece saldırısı ile büyük Pers ordularını yenebileceğini söyledi fakat İskender bunun çok riskli olduğunu söyledi ve bunu kabul etmeyip sabahı beklemeyi tercih etti. Darius ön saflara birkaç yüz savaş arabası ve 15 tane fil koymuştu, kanatlarda ise 30.000’den fazla pers süvarisi vardı ve orta kısımda Darius’u koruyan Ölümsüzler Birliği vardı, ordunun en arkasında ise tecrübeli olmayan Pers kabilelerinden oluşan büyük bir birlik vardı. Öğlen vakti Makedon ordusu tepeden inip düzlüğe yerleşti. İskender bu büyük ordu karşısında merkezini ve sol kanadını sola eğip, sağ kanadını sağ kısma eğmişti. Bunu yapmasındaki sebebi muhtemel bir sarılma tehlikesine karşı gelmekti. İskender’in sol ve sağ kanatlarında atlı birlikler arka kısımda hafif piyadeler ve öndeki kısımda ise disiplinli Sarissa Falankslar’ı vardı. İlk hareketi İskender yapmıştı, İskender ordusunu sağa doğru ilerletmişti fakat bunun ardından Darius sol kanadı ile karşılık vermişti, fillerini ve savaş arabalarını daha etkin kullanmak isteyen Darius, İskender’in sağ kanadına hücum etti. Makedon sağ kanadı ile Pers sol kanadı çarpışırken Makedon orduları üstün geldi bunun ardından geri çekilen Pers birliğini gören Darius fillerine ve savaş arabalarına İskenderin Falankslar’ına karşı saldırma emri verdi. Darius Savaş arabalarına çok güvenmişti fakat İskender’in disiplinli uzun mızraklı Falankslar’ı filleri dağıtmıştı ve savaş arabalarının merkeze gelmesini engellemişti. Bu hezimetin ardından pers sağ kanadını komuta eden Mazaeus, Makedon sol kanadındaki Parmenion’a saldırdı burada da ciddi bir çarpışma olmuştu ve burada avantaj Pers ordusunda idi. İskender sol kanattaki Makedon ordusuna hafif piyadelerini göndermişti. Ardından Falanksları’nın aralarını açmıştı. Darius bunun bir hata olduğunu düşünüp hatadan yararlanmak için Ölümsüzler Birliğine hücum emri verdi. Fakat bu bir hata değil İskeneder’in mükemmel bir stratejisi idi. İskender Ölümsüzler’in hücumu ile sağ koldan, boş kalan Pers merkezine atlı birlikler ile daldı. İskender bu saldırı ile Pers hatlarını hızlıca kırdı. Bunun ardından Darius, geri çekilme emri vererek iki yıl önceki yaptığı gibi kaçmıştı. Bu kaçışa öfkelenen İskender onu takip etse de öfkesine yenik düşmeyerek, zayıf kalan Parmenion kanadına ilerledi. Bu kanat İskender sayesinde Pers ordularını yenmişti. O sırada ise Perslerin elit askerleri Ölümsüzler ile Makedonlar’ın elit askerleri olan Falankslar savaşıyordu. Falankslar uzun mızrakları ile Ölümsüzlerin hücumunu dağıttı. Birliğin çoğunu öldüren Makedon orduları, diğer Pers birliğinin de kaçtığını görünce savaşı kesin olarak Büyük İskender ve Makedon ordusu kazanmıştı.(23)(24)(25)(26)(27)(28)(29)


Uxian Defile Savaşı (MÖ 331): İskender Gaugamela Zaferinin ardından Babil’de konakladı. Fakat o Persepolis’i alıp tüm Ahameniş topraklarına hükmetmek istiyordu. Bunun için Zagros Dağlarını geçmesi gerekiyordu. Babil’den Susa’ya gelen İskender bir müddet bu şehirde kaldı ve Susa’dan ayrıldı. Zagros Dağlarına ilerleyen İskender karşısında Uxian kabilelerinden oluşan bir eşkıya birliği gördü. İskender soğuk hava şartlarına ve engebeli koşullara rağmen Uxian kabilelerinden oluşan orduyu dağıttı ve Zagros Dağlarında yarım kalmış yürüyüşüne devam etti.(30)

 

I. Pers Kapısı Savaşı (MÖ 330): İskender’in bu dağlardaki zorluğu daha yeni başlıyordu. Dağlar’ın sonunda Persepolis'e açılan bir kapı vardı. İskender, Persepolis’e girebilmek için bu kapıdan geçmesi gerekiyordu. İskender, bu büyük kapının önünde Pers birliği göremeyince sevince kapıldı ve ordusuyla geçitten geçip kapıya ilerledi. Fakat bu sevinci kısa sürdü çünkü 17 bin kişilik Yunan ordusuna karşı pusu kurmuş olan 700 Pers askeri pusudan çıkıp İskender’e saldırdı. İskender bu saldırıya hazırlıksız yakalanarak bir şey yapamadı ve yenilerek geri çekildi. Ariobarzanes ise İskender’i yenen tek komutan olmayı başardı.(31)(32)

 

II. Pers Kapısı Savaşı (MÖ 330): İskender, I. Pers Kapısı Savaşı’nda aldığı yenilgiden dolayı çok kızgındı ne yapıp ne edip 700 Pers askerini yenip Pers Kapısından geçmesi gerekiyordu. Bir gece kamp kurduğu yere bir köylü geldi. Bu köylü Pers Kapısı’nın içine açılan gizli bir geçidin olduğunu söyledi. İskender’in bu köylüye güvenmesinden başka seçeneği yoktu. Bir kısım birliğini asıl olan geçitten diğer birliğini ise Pers Kapısı’nın içine açılan gizli geçitten ilerletti. İskender bir müddet sonra ilerledikten sonra gizli geçitten çıktı ve gerçekten de Pers Kapısı’nın içine girdi. Buradaki Pers birliğini gizlice yendi. Asıl pusmuş olan Pers birliğini ise habersizce bozguna uğrattı ve Ariobarzanes’ten intikamını aldı.(33)(34)(35)(36)

 

Cyropolis Kuşatması (MÖ 329): İskender Tüm Horasan’ı aldıktan sonra gözünü şimdide Soğd ülkelerine dikti. Bactria’yı ve içinde bulunan tüm şehirleri direnişsiz alan İskender, Maracanda(günümüz Semerkant) şehrini de direnişsiz aldı. Ardından Maracanda şehrinin doğusunda bulunan Cyropolis(günümüz Tacikistan) Şehrine ilerledi fakat bu şehir teslim olmayı reddetti. İskender ise Cyropolis Şehrini kuşattı ve çevresindeki tüm kasabaları yağmaladı. Şehrin önüne kuşatma aletleri getirerek şehrin surlarını dövdü. Bu olaylar olurken İskender, şehre yer altından giren su kaynağını tespit etti. İskender bu tünelden; şehir komutanlarının haberi olmadan ordusuyla birlikte gizlice girdi ve tüm Cyropolis şehrini kolayca ele geçirdi.(37)

 

Jaxartes Savaşı (MÖ 329): İskender Cyropolis’in ardından Güneyde kalan birkaç Soğd kaleleri yerine Kuzeyde bulunan İskit savunmasını kırmak istiyordu. Bu yüzden Seyhun Nehrine doğru ilerledi. İskender buradaki yerleşkelere bir yıl önce büyük bir birlik yollamıştı fakat bu birlikler İskit ordusu tarafından pusuya düşürülüp yenilmişti. Büyük İskender ise gönderdiği birliğin intikamını almak için ordunun başına geçti. Makedon ordusunun geldiğini duyan İskit hükümdarı Şu, İskender’in üzerine küçük bir birlik gönderip onu İskit ordusunun peşine takıp uygun bölgede İskender’i yenmek istiyordu. Bu taktik tıpkı Tomris Hatun’un, Büyük Kiros’a yaptığı taktikti. İskender, Seyhun Nehri’nin önünde bulunan İskit birliği ile karşılaştı. Birlik İskender’in ordusuna yıpratma hareketleri düzenlese de İskender asla İskit ordusuna hücum etmedi çünkü bunun bir tuzak olduğunu biliyordu. İskit ordusu ise hükümdar Şu’nun planlarına uymayıp İskender’i yenebileceklerini düşündüler. Bu yüzden İskender’in üzerine saldırdılar. İskit okçuları, Sarissa adlı Falanks birliğini püskürtmeyi başarsa da İskender Girit’ten getirdiği okçuları ile İskit ordusunu dağıtmayı başardı ve savaşı kazandı.(38)(39)

 

Gabai Savaşı (MÖ 328): İskender Jaxartes Savaş’ını kazandıktan sonra Seyhun Nehri’nin Güney’ine yani Maveraünnehir bölgesine kendi adıyla anılan İskenderiye Eschate adlı şehri kurdu. Fakat bu sırada Soğd birlikleri İskender’in aldığı Maracanda kalesine saldırıp kuşatmıştı. İskender bu haber üzerine o bölgeye bir ordu yolladı fakat ordunun başına kendisi geçmeyip Coenus adlı bir komutanı ordunun başkomutanı yaptı. Coenus, Maracanda kalesine gelip Spitamenes adlı komutanı ve onun köylülerden topladığı ordusunu meydan savaşında kolayca yendi. Ayrıca Bactria’da çıkan küçük isyanı bastırıp İskender’in yanına gitti.(40)

 

Soğd Kayası Kuşatması (MÖ 327): İskender Gabai Savaşı’ndan zaferle ayrıldı fakat henüz tüm Soğdiana şehirlerini alamadı. Bu yüzden Maracanda’nın doğusunda, Ceyhun’un Güney kıyısında bulunan Soğd Kayası Kalesine ilerledi. Bactria’nın Kuzey Doğusunda bulunan bu kale sarp tepeler ve kayalıklarla çevrili olduğu için alınması çok zordu zaten şehrin komutanları ise bu kalenin alınamayacağını söylüyordu. İskender bu kaleyi kuşatmıştı fakat tepeleri geçip şehrin içine girmek için bir yol düşünüyordu. Daha önce ki kuşatmalarda tırmanma deneyimi kazanmış 300 kadar askerini alıp sarp uçurumlardan gizlice tırmandırıp kale kapılarını açmalarını emretti. 300 Makedon askeri uçurumlara tırmanarak çıkmaya çalışırken İskender ise kale komutanına bir mektup göndererek “uçurumlara yükselen kanatlı askerlerim şimdi şehrinizi alacak” diye bir yazı yazdı. Bu mektubu okuyan kale komutanı uzakta olduğu için Yunan askerlerinin iplerini göremedi ve bu yüzden uçurumlarda yürüyen askerleri uçuyor sandı. Komutan bu durum üzerine hemen teslim oldu. İskender bu zorlu kaleyi müthiş bir strateji ile kolayca almıştı. Ayrıca tüm Bactria topraklarını ve tüm Soğd Kalelerini fethetmişti.(41)(42)(43)(44)(45)

 

Euaspia Kuşatması (MÖ 327): Büyük İskender Pers, Bactria ve İskit topraklarından sonra gözünü Hint topraklarına dikti. İskender Soğd Kayası Kalesinden sonra günümüz Kabil’e geldi ve buradan doğuya ilerleyerek İndus’un batısına ulaştı. Büyük İskender, Kofen Nehri’nin Güney’inde ve Aspasya topraklarının içinde bulunan Kofen Kalesine ilerledi. Kale savunmasız bir şekilde ele geçirilmişti çünkü Aspasya halkı ve komutanları, kaleyi terkedip Aspasya başkenti olan ve kralın bulunduğu şehir olan Euaspia Şehrine kaçtı. İskender hızlıca çevredeki kalelere de boyun eğdirerek Euaspia Kalesini kuşattı. Aspasya halkı ve komutanları bu kuşatmaya dirense de bir müddet sonra dayanamayacaklarını anlayarak kralı alıp kaçmaya başladılar. Kaçarken de şehri yakmaya başladılar. Kral kaçmaya çalışmıştı fakat Makedon ordusu, kralı yakalayıp öldürmüştü ve ayrıca Euaspia Kalesini ele geçirmişlerdi.(46)(47)(48)(49)

 

Arigaeum Savaşı (MÖ 327): İskender gözünü şimdide Guraeans halkına ve kalesine dikmişti. Guraeans kralı Euaspia’da olanları duyduğu için kaleyi tamamen boşalttı, yaktı ve meydan savaşına hazırlanmak için Arigaeum mevkiine çekildi. İskender Guraeans Kalesinin yıkıldığını görünce Arigaeum mevkiine ilerledi. İki ordu bu bölgede karşılaştı. Guraealı askerler savaşmak istemiyordu çünkü sonunda kaybedeceklerini biliyordu. Fakat kral onların çekilmesini engelleyerek Makedon ordusuna karşı hücum emri verdi. Bu hücumu kolayca savuran Makedon ordusu kolayca tüm Guraeans ordusunu yerle bir etti. İsteksizce savaşan 40 bin Gurae askeri İskender tarafından yakalandı.(50)

 

Massaga Kuşatması (MÖ 327): Büyük İskender Euaspia ve Arigaeum’dan sonra hızlıca ilerledi. Assacian şehirlerini almak için Guraeans Nehri’nin Doğusuna ilerledi. Teslim olan Assacian şehirlerini vassal yaptı fakat bir şehir teslim olmadı, o şehir ise Massaga Kalesi idi. Büyük İskender, Massaga Kalesinin çevresinde bir tepeye kaleyi gözlemek için çıkmıştı. Kale halkı olan Asseniler, İndus’un doğusundan gelen paralı askerlere güvenerek hızlıca İskender’in olduğu tepeye saldırıya geçtiler. Bu saldırıda Asseniler ve Paralı askerler, tepe dezavantajına rağmen İskender’in Falankslarını dağıtıp İskender’i yaralamayı başardılar. Hatta İskender yara aldıktan sonra şu sözleri söyledi. “Bana Zeus’un oğlu diyebilirler ama bir ölümlü gibi acı çekiyorum. Bu kan, çapa değil!” İskender yara aldıktan sonra Asseni ordusu Massaga kalesine geri çekildi. İskender ise bu saldırının intikamını almak için Massaga Kalesine hücum emri verse de bu hücum başarısızlıkla sonuçlanır. Bu olaydan sonra İskender, surların önüne çukur açılmasını ve kuşatma aletlerinin daha yakına getirilip duvarların yıkılmasını emretti fakat buda bir sonuç vermedi. Bu olaydan sonra İskender aynı Tyre Kuşatmasında olduğu gibi bir kule inşa edilmesini emretti inşa tam dokuz gün sürdü. Kule yapıldıktan sonra kulenin üstüne Kıbrıs’tan ve Girit’ten getirilen okçular konuldu. Kule; surlardan daha büyük olduğu için Helen okçular, Asseni ordusuna karşı avantajlıydı fakat Asseniler’in para verdiği paralı askerler bu ok saldırısını durdurmayı başardı. Bu kötü duruma düşen İskender, yaptırdığı kulenin ve kuşattığı kalenin arasına bir köprü inşa ettirip askerlerinin surlara girmesini istedi. Fakat İskender, az zamanda yapılan dayanıksız köprüye çok asker geçmesini isteyince köprü yıkıldı ve Makedon askerleri kendi açtıkları çukurlara düştüler. İskender tüm taktiklerini denedi fakat bir türlü Massaga Kalesini alamadı. Ertesi gün geçti ve tekrar köprü kurdular bu köprüden geçen bir Makedon askeri tüm kuşatmanın seyrini değiştirdi. Bu Makedon askeri, Massaga Kalesine gelen paralı askerlerin komutanını öldürdü. Paralı askerler bu olaydan sonra kaleyi terk ettiler. Büyük bir orduyu kaybeden Massaga halkı İskender ile uzlaşmaya çalıştı. İskender, eğer kendi yanlarında savaşmayı kabul ederlerse Asseni Halkını affedeceğini söyledi. Asseni Halkı ise bunu reddedip kale dışına bir kamp kurdu. Gece kampta bekleyip sabah İskender’den habersiz gideceklerdi. Fakat İskender bu kampın yerini öğrenince tüm halkı katletti.(51)(52)

 

Aornos Kuşatması (MÖ 327-MÖ 326): İskender Massaga’nın fethi ile civar şehirlerin hemen teslim olacağını sanıyordu fakat çok yanılmıştı. Bazira ve Ora adlı iki kente büyük komutanlarını yolladı. Alcetas adlı Makedon komutan Ora’yı kuşattı fakat kaledeki halk tarafından saldırıya uğradı. Coenus adlı Makedon komutan ise Bazira’yı kuşattı fakat kale teslim olmak yerine direndi. İskender ise Massaga’da ki tüm halkı katlettikten sonra Bazira’ya hareket etti. Fakat Bazira Kralının kaleyi terk edip İndus’u geçeceğini duyuna yönünü Ora’ya çevirdi. Coenus, Bazira Kralının kaçtığını duyunca kaleye girip şehri aldı. Ora Şehrinin Kralı ise İskender’in geldiğini duyunca kenti terkedip kaçtı. Şehir ise İskender gelmeden Alcetas’a teslim oldu. İskender bu zaferlerden sonra yönünü Aornos Dağ şehrine çevirdi. Bu şehri almak istiyordu çünkü zengin otlakları ve verimli arazileri vardı ayrıca bu şehri, Yunan Mitolojisindeki Zeus’un insan tarafından doğan oğlu Herkül bile alamamıştı. Aornos Şehri, sarp uçurumlar ve dar vadiler ile çevrili olduğu için Makedon ordusu ve Büyük İskender bu şehri almada çok zorlanacaktı. Büyük İskender şehrin ilk kısmındaki dar vadilere gelince Aornos askerlerini gördü. Bu dar vadide büyük bir muharebe oldu, muharebe devam ederken Aornos askerleri sahte geri çekilme ile Büyük İskender’i peşine taktı. Aornos askerleri sağ ve sola ayrılınca Büyük İskender büyük bir uçurum ve eğimli bir tepeyle karşılaştı. Şehirde kalan diğer Aornos askerleri Büyük İskender’in üzerine yanan büyük top kütleleri attı. İskender bu yanan toplara karşı geri çekilmek zorunda kaldı. Aornos, Büyük İskender’in geri çekildiğini görünce sevinçten kutlama yaptılar. Bu kutlama o kadar büyük oldu ki şehirdeki tüm askerler sarhoş oldu. İskender ise bunu haber aldıktan sonra sahte geri çekilmesini üç gün sonra durdurdu ve kaleye gece vakti sessizce hücum etti. Sarhoş olan askerler İskender’in askerlerine kolayca yem oldu ve Aornos Kalesi düştü.(53)(54)(55)(56)(57)

 

Hydaspes Savaşı (MÖ 326): Aornos Kalesini alan İskender İndus’u geçip Taxila Kalesini savaşsız teslim aldı. Burada iken Hydaspes ve Hyphasis nehirleri arasındaki vadinin hâkimi olan Porus’a biat etmesi için elçi yolladı. Porus ise bu teklifi reddetti ve Hydaspes Nehri’nin doğusuna ordusuyla birlikte kamp kurdu. Büyük İskender ise Porus’un bu hamlesine karşı Hydaspes Nehri’nin batısına ilerledi. Porus ilk hamleyi Büyük İskender’in yapmasını bekliyordu. Büyük İskender ise nehirde birikmiş büyük bir alüvyon yığını buldu ve fırtınalı bir gecede bu alüvyon sayesinde Hydaspes Nehri’nin doğusuna gizlice geçti. Porus bu habere inanmasa da bir müddet sonra o büyük alüvyonun olduğu yere gidince Makedon ordusunun doğu yakasına geçtiğini öğrendi. Yanındaki birlik ile Makedon ordusunu durdurmaya çalışsa da birliğin azlığından dolayı ana kampa geri döndü. Porus bütün orduyu toplayıp İskender’in ordusuna karşı yaklaştı. Porus’un ordusunda 100 savaş fili olsa da İskender gönderdiği atlı okçu birliği ile bu filleri korkuttu sonra uzun mızraklı Saris Falankslı askerlerine hücum emri verdi. Filler bu uzun mızraklara karşı güçlü bir şekilde dayansa da Büyük İskender Porus’un ordusuna sarma hareketi yapınca işler değişti. Bu kapandan kurtulmak isteyen Hint orduları çekilmeye karar verdi fakat İskender’in Batı yakasında kalan orduları geri çekilen Hint ordularını arkaladı ve onları bozguna uğrattı. Artık savaşta sadece filler kalmıştı, filler ise sarma hareketine çok direnemeden etkisiz hale getirildi.(58)(59)(60)(61)(62)(63)(64)(65)(66)(67)(68)(69)

 

Sibea Yağması (MÖ 326): Hydaspes Savaş’ından sonra İskender daha da ileri gitmek istedi. Hydaspes Nehrini zaten geçmiş olan İskender, Acesines ve Hydraotis Nehirlerini de bir bir geçer. Hyphasis Nehrine gelen İskender burayı da geçmek ister fakat bu nehirde çıkan büyük bir fırtınadan dolayı Makedon askerleri korkar. Hem yorulmuş hem de fırtınadan korkmuş olan Makedon askerleri, İskender’e buranın Dünya’nın sonu olduğunu ikna etmeye çalıştılar. Büyük bir isyanın çıkması ihtimalinden korkan İskender bu nehri geçmez ve Hydaspes Nehrine kadar çekilir. Ordusunu bu nehirde üçe böler bir birliğini Hydaspes Nehri’nin batısından diğerini doğusundan olmak üzere güneye yollar kendisi ise Nehir üzerinden güneye iner. Nehir o kadar şiddetlenmişti ki İskender zırhını çıkartmış yüzmeye hazır bekliyordu fakat sonunda bu üç ayrı birlik Hydaspes ve Acesines Nehirlerinin birleştiği bölgede bir araya gelip kamp kurarlar. Ardından bazı efsanelere göre 40 bin savaşçısı olan Sibea Kabilesine saldırmayı düşünürler. Kamp kurdukları yerin batısında olan bu kabileye saldırma kararı alırlar ve harekete geçerler. Bu saldırı bir savaş mı yoksa kabilenin savaşçıları bölgeden kaçıp sadece yağmadan mı ibaret konusu günümüz tartışmaları ile devam ediyor.(70)(71)(72)

 

Kot Kamalia Kuşatması (MÖ 325): İskender bu saldırıdan sonra tekrar kampa döner ve tekrar ordusunu üçe böler iki ordusunun birini nehirden diğerini karadan almak üzere Multan kalesine gönderir fakat kuşatma emri vermez. Kendisi ise Mallian bölgesindeki çölden geçip Multan’a gidecekti. Bu elbette saçma bir hareket olabilir fakat bu beklenmeyen bir hareket olduğu için başarı oranı yüksekti. Çölün ortasında bulunan Kotkamalia Kalesi’ne teslim ol çağrısı yapsa da kale teslim olmaz. İskender ise Trakya’dan gelen yeni kuşatma aletleri ile bu kaleyi kolayca kuşatıp alır.(73)(74)(75)

 

Atari Kuşatması (MÖ 325): İskender Kot Kamalia zaferinden sonra çölü tamamen geçer ve Hydraotis Nehrini tekrar geçer. Bu sefer Doğu’ya değil kıyıyı takip ederek Batı’ya ilerler. Bu takip sırasında Atari Kalesi’nin askerleri ile karşılaşır. Bu askerler İskender’e göre sayıca üstün olmasına rağmen kendi şehirleri olan Atari Şehri’ne geri çekilir. İskender bu kaleyi de yeni kuşatma aletleri sayesinde kolayca alır. Fakat bu iki kuşatması sırasında kolaylık sağlayan asıl şey kuşatma aletleri değil kalelerin asıl ordusunun Multan Şehrine kaçmasıydı.(73)(74)(75)

 

Multan Kuşatması (MÖ 325): İskender daha önce yolladığı iki birliği ile Multan önlerinde karşılaşır. Fakat İskender bu iki birliğin kaleyi kuşatmamasını söylemesine rağmen bu birlikler kaleyi kuşatıp alamadıkları için kuşatmayı kaldırmıştı. Bu yüzden İskender kaleye ulaştıktan sonra askerlerinde kuşatma isteksizlikleri görmüştü. Fakat kendisi bir merdiven aldı ve kale duvarlarına dayayıp surlara çıktı. İskender bir yenilgi daha almamak için kendini büyük bir riske attı. Ordu, Büyük İskender’in kaleye çıktığını görünce hep birlikten hücuma geçer ve kale kısa sürede ele geçirilir. Multan Kalesi ele geçirilir fakat Büyük İskender Büyük bir ok yarası alır. Hatta ölme tehlikesi yaşar fakat ok akciğerlere gelmediği için hayatta kalmayı başarır.(76)(77)(78)(79)

 

    Büyük İskender Multan’dan sonra tekrar gemilere koyulup İndus Nehrinde ilerler. Patala’ya vardıktan sonra gemilerden iner bir kısım ordusunu deniz yolu ile Basra’dan Susa’ya yollar ve kendisi büyük bir birlik ile Gedrosia çölünden geçer. İskender’in bunu yapmasının nedeni ise kendisini eski Pers Kralı olan Büyük Kiros’a karşı üstün tutmak istemeseydi. Büyük Kiros bu çölü geçerken ordusunun tümünü kaybetmiş ve canını zor kurtarmıştı. İskender ise çöle büyük bir ordu ile geçmeye çalışır. Fakat oda aynı Büyük Kiros gibi ordusunun tamamına yakınını kaybeder. Çölü geçtikten sonra Pura-Hürmüz-Persepolis yolunu izleyerek Susa kentine varır. Susa’da denizden yolladığı birliği ile karşılaşır ve buradan Babil’e geçer. İskender kafasında bir plan kurup ya deniz yolu ile Akdeniz seferine çıkacak ve Afrika, İtalya kıyılarını alacak ya da Arabistan kıyılarını alıp tüm çölü fethedecekti. Aslında kendisi İskitliler’i tamamen ortadan kaldırmak istiyordu bunun için İskitlere saldırması için Kafkaslar üzerinden bir birlik yolladı. Fakat kendisi bu planları ve hayalleri asla gerçekleştiremeyecekti çünkü Babil’e vardığında göğüsün de büyük bir acı hissediyordu. İskender bu acıyı aldırmadan büyük bir içki partisi düzenledi. Çok içmesinden dolayı sağlığı bozuldu ve hastalığı giderek arttı. Ateşlenmeye başladı ve 11 Haziran MÖ 323 yılında henüz 32 yaşındayken gece vakti öldü. Ayrıca hiçbir görünür varis ya da atanmış halef bırakmadı. İskender'in önde gelen generalleri ve ailesinin üyeleri, kurduğu devasa imparatorluğun farklı bölümlerini kontrol etmek için yarışırken, yaklaşık 40 yıllık süregelen çatışma ölümünü takip etti. MÖ 301'de Küçük Asya'da (bugünkü Türkiye) Frigya'da rakip halefler arasında yapılan Ipsus Muharebesi, imparatorluğun geri dönülmez dağılmasıyla sonuçlandı. Savaştan sonra 4 ana krallık ortaya çıktı: Cassander krallığı (yaklaşık MÖ 358-297), Makedonya, Yunanistan'ın çoğu ve Trakya'nın bazı bölgelerinden oluşuyordu. Lysimachus krallığı (yaklaşık MÖ 361-281), Lidya, İyonya, Frigya ve günümüz Türkiye'sinin diğer bölgelerini içeriyordu. Seleucus krallığı (MÖ 281'de yıkıldı; daha sonra Selevkos İmparatorluğu), bugünkü İran, Irak, Suriye ve Orta Asya'nın bazı kısımlarını kapsıyordu. Ptolemy I krallığı (MÖ 283'te yıkıldı) Mısır ve komşu bölgeleri içeriyordu.(80)(81)

 

______

(1) Cawkwell George (1978), Makedonyalı II. Philip, s. 140-179.

(2) Arrian, İskender'in Kampanyaları, s. 44-48.

(3) Renault, Büyük İskender'in Doğası, s. 73-74.

(4) Hammond-Walbank, Makedonya Tarihi, s. 39-48.

(5) Ashley, Makedon İmparatorluğu, s. 171-175.

(6) Theodore Dodge, İskender, s. 201-208.

(7) Peter Green, Makedonyalı İskender, MÖ 356-323.

(8) LacusCurtius / Diodorus Siculus – XVII. Kitap, Bölümler 1 16 (http://penelope.uchicago.edu/Thayer/E/Roman/Texts/Diodorus_Siculus/17A*.html).

(9) Flavius Arrianus, The Anabasis of Alexander, 1.16.45 – 50.

(10) Diodorus, Kitap XVII, syf. 19.

(11) Jona Lendering, Filotalar (https://www.livius.org/articles/person/philotas/).

(12) Paul Cartledge (2004), Alexander the Great.

(13) bkz. "https://www.livius.org/articles/battle/halicarnassus-334-bce/"

(14) Siculus Diodorus, Bibliotheca Historica, syf. 17, 33–34. 

(15) Waldemar Heckel (1993), İskender İmparatorluğunun Marshallları, Londra, syf. 109. 

(16) Jessica H. Clark, Brian Turner (2017), Brill’s Companion to Military Defeat in Ancient Mediterranean Society, syf. 78.

(17) Flavius Arrianus, The Anabasis of Alexander, 2.18-24 (http://www.johndclare.net/AncientHistory/Alexander_Sources5.html).

(18) John Maxwell O'Brien (15 Eylül 1994), Alexander the Great: The Invisible Enemy: a Biography, 1. baskı, syf. 82.
 
(19) Ned Stafford (2007-05-14), How geology came to help Great Alexander the Great
 
(20) Theodore Ayrault Dodge (2008-11-07), Alexander - İlk Zamanlardan Ipsus Muharebesine Kadar Savaş Sanatının Kökeni ve Büyümesinin Tarihi - MÖ 301 - Büyük Makedon Kampanyalarının Ayrıntılı Bir Hesabı, syf. 332-352. 
 
(21) Yohanan Aharoni (2006), Yahudi Halkı: Resimli Bir Tarih, syf. 57 (https://books.google.com.tr/books?id=WC7UAwAAQBAJ&pg=PA57&lpg=PA57&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false). 
 
(22) Quintus Curtius Rufus; Digby, John (tr); Freinsheim, Johann (ileri) (1747), İskender Savaşları Tarihi (v.II) (3. baskı), Londra: A. Millar, syf. 211. 
 
(23) Victor Davis Hanson (2007), Katliam ve Kültür: Batı Gücüne Yükselen Dönüm Noktası Savaşları, Knopf Doubleday Yayın Grubu, syf. 61-72. 
 
(24) Flavius Arrianus (1893), İskender Anabasis, 3.1-15. 
 
(25) Diodorus Siculus (1963), Tarih Kütüphanesi, 17.39.1-2, 17.54.1-6, 17.53.
 
(26) Mestrius Plutarchus, İskender’in Kaderi ve Erdemi Üzerine, 31.1. 
 
(27) Peter Green, Makedonyalı İskender MÖ 356-323: Tarihsel Biyografi, Kaliforniya, Kaliforniya Üniversitesi Yayınları, syf. 282-285.
 
(28) bkz. “https://www.livius.org/articles/battle/gaugamela-331-bce/
 
(29) Jessica H. Clark (2017), Brian Turner, a. g. e., syf. 78.
 
(30) Flavius Arrianus (1893), İskender’in Anabasis, New York, syf. 388-452.
 
(31) Mehrdad Kia: "Pers İmparatorluğu: Tarihsel Ansiklopedi [2 cilt]: Tarihsel Ansiklopedi", ABC-CLIO, LLC, Santa Barbara ve Denver, 2016, syf. 97.
 
(32) Quintus Curtius Rufus; Crosby William Henry (1858), Büyük İskender'in hayatı ve istismarları (https://archive.org/details/quintuscurtiusr00crosgoog/page/n21/mode/2up).
 
(33) J. Prevas, Envy of the Gods: Alexander the Great's Ill-Fated Journey across Asia, syf. 17.
 
(34) J. Prevas, a. g. e., syf. 18-38.
 
(35) Arrian; John Rooke (1812). Arrian's History of the Expedition of Alexander the Great and Conquest of Persia, 3.18.5-6.
 
(36) Quintus Curtius Rufus; Crosby William Henry (1858), Büyük İskender'in hayatı ve istismarları , 5.3.31-32, 5.4.29 (https://archive.org/details/quintuscurtiusr00crosgoog/page/n21/mode/2up).
 
(37) Flavius Arrianus (1971), İskender’in Kampanyaları, Londra, s. 204-205 (https://archive.org/details/campaignsofalexa00arri/page/204/mode/2up).
 
(38) Theodore Dodge (1890), İskender, s. 338.
 
(39) Ahmad H. Dani; P. Bernard, İskender ve Orta Asya’daki Halefleri, 65-96 (https://books.google.com.tr/books?id=9U6RlVVjpakC&printsec=frontcover&hl=tr&source=gbs_ge_summary_r&cad=0#v=onepage&q&f=false).
 
(40) bkz. “https://web.archive.org/web/20060102164847/http://www.ancientlibrary.com/wcd/Spitamenes
 
(41) Arrian (1958), Bölüm 4.18.4-19.6.
 
(42) Grote, George (1856), A history of Greece, syf. 289-290.
 
(43) Bernd Horn; Spencer Emily (2012), No Easy Task: Fighting in Afghanistan, syf. 40.
 
(44) Agnes Savill (1990), "Chapter VI: The Rocks to the Hydaspes, Winter 328 to May 326 B.C., syf. 90-93 (https://books.google.com.tr/books?id=bOyv4n-zamIC&pg=PA90&lpg=PA90&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false).
 
(45) P. J. Rhodes (2011), A History of the Classical Greek World: 478 – 323 BC, syf. 257 (https://books.google.com.tr/books?id=5fkjzwJxCA4C&pg=PA257&lpg=PA257&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false).
 
(46) Theodore Dodge (1890), İskender, syf. 511-518.
 
(47) Vincent Smith (1914), Hindistan’ın Erken Tarihi, syf. 37-48 (https://archive.org/stream/earlyhistoryofin00smit#page/n5/mode/2up).
 
(48) JCF Fuller (1958), Büyük İskender’in Generalliği, syf. 126.
 
(49) Hans Delbrück (1990), Antik Çağda Savaş: Savaş Sanatı Tarihi, syf. 177-231.
 
(50) Theodore Dodge (1890), İskender, syf. 519-521.
 
(51) Theodore Dodge, a. g. e., syf. 522-525.
 
(52) JCF Fuller (1958), Büyük İskender’in Generalliği, syf. 245-246.
 
(53) JCF Fuller, a. g. e., syf. 247-248.
 
(54) Sir Aurel Stein (2004), On Alexander's Track to the Indus, syf. 123-124.
 
(55) Robin Lane Fox (1973), Büyük İskender, syf. 343.
 
(56) KA Nilakanta Sastri (1988), Age of the Nandas ve Mauryas (İkinci baskı), Delhi, syf. 54 (https://books.google.com.tr/books?id=YoAwor58utYC&redir_esc=y).
 
(57) Arrian, Anabasis IV bölüm 28.1–30.4 (https://web.archive.org/web/20051023210058/http://www.univ-tlse2.fr/multimedia/bazthal/thales/ue5_grece/textes/ue5g_txt18.htm).
 
(58) Kallidaikurichi Aiyah Nilakanta Sastri (1988), Nandalar ve Mauryas Çağı, syf. 56-57 (https://books.google.com.tr/books?id=YoAwor58utYC&pg=PA144&lpg=PA144&dq=plutarch+nandas&redir_esc=y#v=onepage&q=plutarch%20nandas&f=false).
 
(59) Edward Farr (1850), Makedonların Tarihi, syf. 172.
 
(60)
Donald L. Wasson (26 Şubat 2014), Hydaspes Savaşı (https://www.ancient.eu/article/660/battle-of-hydaspes/).
 
(61)
Arrian, İskender'in Anabasis, Kitap V, Bölüm XIV-XVIII.
 
(62) Partha Bose (2004-04-01). Büyük İskender'in Strateji Sanatı: Tarihin En Büyük İmparatorluk Kurucusunun Zamansız Liderlik Dersleri, Penguen, syf. 228 (https://books.google.com.tr/books?id=49Tc7jRSBrIC&redir_esc=y).
 
(63) John M. Kistler (2006), Savaş Filleri, (https://books.google.com.tr/books?id=Y0sqI1fxfnMC&printsec=frontcover&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false).
 
(64) John Drogo Montagu (2006), Yunan ve Roma Savaşı: Savaşlar, Taktikler ve Hileler, Londra: Greenhill Kitapları, syf. 154.
 
(65) Peter Green (1991), Makedonyalı İskender, MÖ 356-323: Tarihsel Biyografi, California Üniversitesi Yayınları syf. 400.
 
(66) John Fuller (1960), Büyük İskender'in Generalliği, New Jersey, syf. 199
 
(67) Kaushik Roy (2015), Britanya Öncesi Hindistan'da Savaş - MÖ 1500 - MS 1740, (https://books.google.com.tr/books?id=xx7ICQAAQBAJ&printsec=frontcover&dq=kaushik+roy&redir_esc=y#v=onepage&q=kaushik%20roy&f=false).
 
(68) Kaushik Roy (2004-01-01), Hindistan'ın Tarihi Savaşları: Büyük İskender'den Kargil'e, syf. 23-31 (https://books.google.com.tr/books?id=jpXijlqeRpIC&redir_esc=y).
 
(69) Rogers Guy (2004), İskender: Büyüklüğün Belirsizliği, New York, syf. 200.
 
(70) Theodore Dodge (1890), İskender, syf. 592-594.
 
(71) Quintus Curtius Rufus (1809), Büyük İskender'in Yaşam ve Hükümdarlığı Tarihi, Londra, syf. 320-326
 
(72) Benjamin Wheeler (1900), Büyük İskender, New York, syf. 447-454.
 
(73) Theodore Dodge (1890), İskender, syf. 595-606.
 
(74) Arrian (1893), İskender'in Anabasis, syf. 301-304.
 
(75) Ian Worthington (2008), Makedonya Philip II, syf. 27-28.
 
(76) Benjamin Wheeler (1900), Büyük İskender, New York, syf. 458-451.
 
(77) Quintus Curtius Rufus (1809), Büyük İskender'in Yaşam ve Hükümdarlığı Tarihi, Londra, syf. 350.
 
(78) Arrian (1893), İskender'in Anabasis, syf. 305/604.
 
(79) Arrian, Q. Curtius, Diodoros, Plutarch ve Justin (1896), Büyük İskender'in Hindistan İstilası, (https://archive.org/details/cu31924028252546).
 
(80) Plutarch, İskender'in Hayatı, syf. 66.
 
(81) Kingdoms of the Successors of Alexander: After the Battle of Ipsus, B.C. 301, (https://www.wdl.org/en/item/11739/).